Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • İçişleri Bakanlığı
  • Aydın

Valilikler

T.C. Söke Kaymakamlığı
T.C. Söke Kaymakamlığı
T.C. Söke Kaymakamlığı
  • KAYMAKAMLIK
    Kaymakamımız Görev Yapmış Kaymakamlarımız Söke Başka Güzel Kamu Hizmet Standartları Tablosu Hizmet Birimleri İlçe Protokol Listesi Tarihçe Mevzuat Kurumsal Kimlik
  • SÖKE
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    Hizmet Birimleri Online Hizmetler İlçe Etik Komisyonu
  • GÜNDEM
    Haberler Duyurular
  • İLETİŞİM
°C
13
Haziran2025
Parçalı Bulutlu
23
°C
5 Günlük Hava Tahmini
temizle
  • KAYMAKAMLIK
    • Kaymakamımız
    • Görev Yapmış Kaymakamlarımız
    • Söke Başka Güzel
      • Söke Tanıtım
    • Kamu Hizmet Standartları Tablosu
    • Hizmet Birimleri
      • İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü
    • İlçe Protokol Listesi
    • Tarihçe
    • Mevzuat
    • Kurumsal Kimlik
  • SÖKE
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    • Hizmet Birimleri
      • İlçe Jandarma Komutanlığı
      • İlçe Emniyet Müdürlüğü
      • İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
      • İlçe Müftülüğü
      • İlçe Kadastro Birimi
      • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı
      • İlçe Mal Müdürlüğü
      • İlçe Sağlık Müdürlüğü
      • İlçe Tapu Müdürlüğü
      • İlçe Nüfus Müdürlüğü
      • İlçe Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü
      • İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü
    • Online Hizmetler
    • İlçe Etik Komisyonu
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
  • İLETİŞİM

Herakleia Latmos (Beşparmak)

 
 
Herakleia / Latmos (Beşparmak)
 
 
 
 
 
 
Günümüzde Milas-Söke Karayolu üzerinde yer alan Herakleia’nın yer aldığı, Antik Çağ’da Latmos Dağları olarak bilinen Beşparmak Dağları sarp ve ormanlarla kaplı olup Latmos Körfezi’ni çevirmektedir. Doğal güzelliği ile tanınan bu antik şehre aynı zamanda Latmos veya Latmia ismi de yakıştırılmıştır.
Latmos Herakleia'sı en parlak devrini Helenistik Dönem’de yaşamıştır. Özellikle deniz ticareti sayesinde çok zenginleşmiştir. Antik zamana tarihlenen kalıntıları Latmos Dağı'nın Bafa Gölü’ne uzantılarının bulunduğu yerdeki Kapıkırı Köyü ile iç içedir. Gerçekte, eski şehir bugünkü Herakleia'nın doğusunda dik bir yamaçta kurulmuştur. Şehrin sur duvarları MÖ 287’de Lysimachos tarafından genişletilmiş, uzunluğu 6,5 km’ye ulaşmıştır. Surlar 65 kule ile takviye edilmiştir.
 
Herakleia'nın tamamen terk edildiği yıllardan bir süre sonra MS 8. yy’ın ilk yarısında Sina Yarımadası’ndan ve Yemen’den gelen Hıristiyan papazları burada bir takım manastır ve kiliseler yapmışlardır. Bu manastır ve kiliseler Latmos Dağları’ndan başlayarak Latmos Körfezi’ne ve Bafa Gölü üzerindeki adacıklara yayılmıştır.
1971 yılından bu yana bölgede çalışan Alman Arkeolog Anneliese Peschlow’un Latmos Kaya Resimleri ile yolu 1994’te ziyaret ettiği bir köyde kesişmiştir. İnsanlığın gelişim tarihi açısından çok önemli olduğunu söyleyen uzmanlar bu resimlerin Anadolu’nun ilk aile tablosunu sembolik bir dille anlatıldığını ifade ederler.
Ayrıca resimlerde Avrupa’da bulunanlardan farklı olarak savaş figürlerinin bulunmadığı vurgulanmaktadır. Batı Anadolu’da benzerleri bulunmayan bu resimler, tarih öncesi resim sanatına olduğu kadar dönemin kadın-erkek ilişkilerine dair de bilgileri günümüze ulaştırmaktadır. Paleotik zamandan Neolitik zamana geçişi simgeleyen kaya resimlerinden 170 tane bulunmuştur.
    
Eski Çağda Latmos dağları olarak bilinen Beşparmak dağları sarp ve ormanlarla kaplı olup Latmos körfezini(Latmikos Kolpos) çevirmektedir. Doğal güzelliği ile tanınan bu antik kente aynı zamanda Latmos veya Latmia ismi de yakıştırılmıştır. Nitekim Strabon, çevresindeki dağlardan dolayı kentin Latmos ismini aldığını da özellikle belirtmiştir. 
Latmos, Hellen dilinde değiştirilmiş bir sözcüktür. Antik çağlarda bu bölge Ana Tanrıça Lada'dan ötürü bu isimle tanınıyordu. Hellenler Lada ismini Latmos olarak değiştirerek kente de bu ismi vermişlerdir. Herakleia isminin nereden geldiği konusunda kesin olmamakla birlikte M.Ö. IV.yy.da Mausolos bir hileyle ele geçirdiği kenti Hellen doğrultusunda yeniden kurmaya çalıştı ve Latmos adını da Herakleia'ya çevirdiği ileri sürülür. Mausolos'un ölümünden sonra M.Ö. III.yy. başlarında on yıl kadar Ptolemaios sülâlesinden Pleistarkhos'un yönetiminde kalan kent bu devrede “Pleistarkheia” diye, daha sonra da Lysimakhos tarafından” Latmos kıyısındaki Aleksandreia” diye isimlendirilmişse de bunlar kalıcı olmamıştır. Daha sonra Anadolu'da aynı adı taşıyan başka kentler de olduğundan, bunu diğerlerinden ayırmak için Latmos Herakleia'sı denilmiştir. 
 
Kentin ne zaman kurulduğu kesinlik kazanamamakla beraber tarihte isminden en çok M.Ö. II.yy.da Miletos-Magnesia savaşında bahsedilmiştir. Roma devrinde kente bağımsızlık verilerek önemi ortaya çıkmıştır. M.Ö. I.yy. dan itibaren kıyısında bulunduğu körfezin ağzı alüvyonlarla dolmaya başlayınca önemini yitirmeye başlar. Ancak karadan ulaşımın çok güç oluşu kente doğal bir korunma verdiğinden Hıristiyanlığın yayılmasıyla Bizans döneminde yeniden canlanır. VII-IX.yy.lar da piskoposluk merkezi olarak birçok kilise ve manastır inşa edilir. 
Latmos Herakleia'sı en parlak devrini Helenistik dönemde yaşamıştır. Özellikle deniz ticareti sayesinde çok zenginleşmiştir. Antik döneme tarihlenen kalıntıları Latmos Dağı'nın Bafa Gölü'ne uzantılarının bulunduğu yerdeki Kapıkırı köyü ile iç içedir. Gerçekte, eski kent bugünkü Herakleia'nın doğusunda dik bir yamaçta kurulmuştur. Kentin sur duvarları M.Ö.287'de Lysimachos tarafından genişletilmiş, uzunluğu 6.5 km.ye ulaşmıştır. Surlar 65 kule ile takviye edilmiştir. Sonraki yıllarda bilinmeyen bir nedenle sur duvarları küçültülmüş ve 4,5 km.ye indirilmiştir. 
 
Latmos Herakleia'sı Hippodamos plân düzeni anlayışında yapılmış olup, sokaklar birbirini kuzey-güney, doğu-batı doğrultusunda kesmiştir. Aralardaki parsellere kentin dinsel ve devlet yapıları ile evler yerleştirilmiştir. Kente egemen yüksek bir tepe üzerinde oldukça büyük bir mabet kalıntısı dikkati çekmektedir. Burada ele geçen bir yazıttan Athena'ya ait olduğu anlaşılan, birbirine eşit büyüklükte bir pronaos ve Naos'dan meydana gelen Templum ın antis plânındaki bu Athena mabedinin yanı sıra bir başka mabet kalıntısı daha bulunmaktadır. Kutsal alanda Pronaos ve Naos'dan oluşan bu mabedin kime ithaf edilmiş olduğu kesinlik kazanamamıştır. Prof. Dr. Ekrem Akurgal bu kalıntının Ay Tanrıçası Selena'ya ait olabileceğini ileri sürmüştür. Helenistik dönemde çok sevilen bir Mitos'a göre, Ay Tanrıçası Selene, Latmos dağındaki bir mağarada uykuya yatmış olan genç ve güzel çoban olan Endymion'a aşık olur. Kavalından başka hiçbir şeyi olmayan çoban geceleri uyurken Tanrıça Selena onun üzerine eğilir ve gümüş ışığıyla onu sararmış. Zeus onların bu sevgisinden çok hoşlanmış ve ona bir armağan vermek istemiş Endymion'da ondan ölümsüz bir uykuyla uyumayı dilemiş. İşte Beşparmak dağlarında Çobanın kavalı her gece duyulur Selena'nın da ışıkları onu hep sararmış. 
     
Athena tapınağının doğusunda kentin agora'sı yer alır. Güney tarafı meyilli ve iki katlı olan agora'nın birinci kat duvarları ile dükkanları sağlam durumdadır. Güneydeki duvar ise o dönem taş işçiliğini en iyi biçimde yansıtmaktadır. M.Ö. II.yy.a tarihlenen Bouleterion yıkılmış olup mimari parçaları çevreye dağılmıştır. Bu parçaların incelenmesinden yapı duvarlarının üst kısmının dor üslûbunda yarım sütunlarla hareketli bir görünüm kazandırıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca duvarlar üzerindeki triglif frizleri, diş kesimleri ile tamamlandığı architrav ve alınlık parçalarından anlaşılmaktadır. Herakleia Bouleterion'u mimari düzen olarak Milet Bouleterion'u örnek alınarak yapılmıştır. Nitekim duvarlara paralel U şeklinde taş oturma sıraları ve sütunlarla hareketlendirilmiş mimari bu benzerliğin en açık kanıtıdır. Roma döneminde yapılmış Tiyatrodan sadece Scene bölümüne ait mimari parçalar vardır, Cavea'dan ve oturma kademelerinden herhangi bir kalıntıya rastlanmamıştır. Nymphaion ve Hamamlardan ise günümüze çok az mimari parça gelebilmiştir. 
 
Bizans döneminde Herakleia surlarından yararlanılarak akropol eteklerine bir kale yapılmıştır. Kalenin arkasında oldukça geniş bir nekropol alanı bulunmaktadır. Yan yana dizilmiş mezarların büyük bölümü kayaların içerisine oyulmuş olup, her birinin üzeri kapaklarla örtülmüştür. Mezarların bazıları ise gölün kıyıya yakın suları altında kalmıştır. 
Herakleia'nın tamamen terk edildiği yıllardan bir süre sonra M.S. VIII. yy.ın ilk yarısında Sina yarımadasından, Yemen'den gelen Hıristiyan papazları burada bir takım manastır ve kiliseler yapmışlardır. Bu manastır ve kiliseler Latmos dağlarından başlayarak körfeze ve Bafa gölü üzerindeki adacıklara yayılmıştır. Ele geçen bir belgeye dayanılarak Latmos Herakleia'sında on üç manastır olduğu öğrenilmişse de bunlardan pek azı günümüze ulaşabilmiştir. Çoğunlukla M.S. VIII. yy.ın sonu ile IX. yy.ın başlarına tarihlenen bu manastırların hemen hemen hepsi dışarıdan gelebilecek saldırılara önlem olmak üzere surlarla, kalelerle korunmaya çalışılmıştır. Bunlardan Herakleia adasındaki manastırın ve adanın etrafı surlarla çevrilmiş, batı yönüne de oldukça uzun bir bazilika yapılmıştır. Bugün bu bazilikanın büyük bir bölümü suların altındadır. Bunun yanı sıra adanın ortasında yontma taştan bir başka kilise de yapılmıştır. Batı yönündeki oldukça uzun, çift sıra tuğladan bir başka bazilika da yine sular altında kalmıştır. 
 
Herakleia antik kentinin güneydoğusunda Latmos dağları üzerinde iki kilise, bir şapel, keşiş hücreleri ve sarnıçtan oluşmuş Kellibaro manastırı (Yediler Manastırı) bulunmaktadır. Manastırın ilginç tarafı şemsiye şeklindeki bir kayanın içerisine oyularak yapılması ve avlusundaki zeytin ağaçlarının arasından küçük bir akarsuyun geçmesidir. X. yy.dan biraz daha önceki yıllarda yapıldığı sanılan, içerisi fresklerle süslü manastırı çeviren surlar ve kale birbirleriyle merdivenlerle bağlantılı iki bölümden meydana gelmiştir. Bu kalelerden altta olanın içerisinde duvarları aynı zamanda sur görevini de üstlenen iki küçük kilise daha bulunmaktadır. Güney-batıdaki küçük kilise son derece mükemmel duvar örgüsüyle diğerlerinden ayrılmaktadır. Ayrıca üst örtülerde, tonozlarda Meryem ve çocuk İsa'nın resmedildiği fresk izleri vardır. Üst kalenin oldukça iyi korunmuş savunma kapısı ayakta durduğu gibi Palaiologoslar devrine (1261-1453) özgü duvar teknikleri dikkati çekmektedir. 
İki küçük kayalık adadan oluştuğundan ötürü İkiz Ada denilen adada bazı temel kalıntıları da bulunmaktadır. Surlarla çevrili olan adanın sur duvarlarından bir bölümünü yine kilisenin duvarı sağlamıştır. Hz.Meryem'e atanan kilisenin yapımında bazı düzensizlikler olduğu görülen bu kilise de çift haç ve hayat ağacı motiflerinin yanı sıra bazı takdis şiirlerine de duvarlarda yer verilmiştir. 
 
Kahve Asar adasındaki duvarların büyük bölümü yıkılmış olmasına karşılık kıyıda, suyun içerisindeki duvarın kalıntıları dikkati çekmektedir. Latmos bölgesindeki kiliselerin en büyüklerinden biri olduğu sanılan buradaki kilise kapalı yunan haçı plânında olup kubbesinin içerisinde aziz tasvirlerini içeren fresk kalıntıları bulunmaktadır. 
Bafa Gölünün doğu kenarındaki Herakleia adasının çevresinde kargaların dolaşmasından ötürü halk tarafından KARGA asar adası ismi yakıştırılmıştır. Adanın ortasında kiboryon mekanlı bir kilise ile iki şapeli bulunmaktadır. Buradaki dini yapılar da surlarla çevrilmiştir. Gölün kuzeyindeki Menet adasında yonca plânlı kilise ile iki küçük manastır ve derviş hücreleri vardır. 
Herakleia'nın kuzeyinde Hz. İsa'ya adanmış, kayalara oyulmuş bir kilise bulunmaktadır. Burada İncil'den alınmış, İsa'nın yaşamıyla ilgili sahnelere yer verilmiştir. Ayrıca kentin kuzeyinde de yine kayalara oyulmuş Pantokrator kilisesinde tahtta oturan dünyanın hâkimi İsa ile dört İncil yazarının freskleri bulunmaktadır. 
 
Bafa gölünün kuzey-doğusunda dik bir yamaçta Stilyos Manastırı dikkati çekmektedir. Çevresindeki üç şapel ile birlikte bu manastır da surlarla çevrilidir. Ayrıca manastırın kuzeyinde genç Paulos'un Kaya kilisesine yer verilmiştir. Halkın Arap Avlusu dediği bu kilise uçurumdaki bir kayanın içerisine oyularak yapılmıştır. Buradaki fresklerde Hz. İsa'nın yaşamından alınmış sahneler işlenmiştir.
Karya şehirlerine binlerce yıl hayat veren Latmos dağları yeryüzünde hiçbir yerde göremeyeceğiniz kaya oluşumlarıyla kaplıdır. Latmos Dağlarına bir adım attığınızda, başka bir gezegende sanırsınız kendinizi.
Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan kavimler Sıra dışı görüntüsünden dolayı Tanrıların bu dağda yaşadığına inanmış ve Latmos Dağlarını, küçük Asya’nın kutsal dağı ilan etmişlerdir.
Latmos dağlarının ilginç kaya oluşumları, Fıstık çamından oluşmuş ormanlar, Dağ kekikleri, karabaş otu, laleler, portakal bahçeleri, zeytin bahçeleri ve zeytinyağı atölyeleri. Latmos körfezine kurulu antik çağın en önemli kentlerinde Herakleia. Pagan tapınakları ve gizemli dağ manastırları. Bafa gölü, yılan balıkları ve kefaller. Bu gölün sularını her dolunay büyülü renklerle boyayan Ay tanrıçası Selen. Karya bölgesinin taşlarla döşeli kutsal yolları.
 
Neden Kutsal Yollar;
Latmoslular, neolitik dönemden beri inandıkları Hava tanrısının ve eski Anadolu dağ tanrısının burada yaşadığına inanıyorlardı.
Daha sonraları hava tanrısının yerini Yunanlıların Zeus’u alsa da yağmur kültü günümüze kadar devam etmiştir Latmos dağlarında.
Tarih öncesi dönemden beri Latmosluların dağdaki mabetlerine ulaşmak için kullandıkları gizli geçitler ve yollar vardı. Hıristiyanlık döneminde kutsal yollar olarak adlandırılan bu yollar hac yolu olarak da kullanıldı.
Latmos Körfezi Ege’nin önemli ticaret limanı olduktan sonra Herakleia şehrini Menderes havzası ve iç bölgelere giden önemli yollara bağlamak gerekti. Bu amaçla Latmos dağlarının aşılmazmış gibi görünen sarp kayalıklarının arasına taşlarla döşeli antik yollar yapıldı.
Bozulmadan günümüze kadar ulaşmayı başaran bu antik yollar Latmos dağlarındaki Pagan tapınaklarına, Manastırlara tarih öncesi devirlerde yaşayan insanların mağaralarına kıvrımlar yapmaktadır.
Doğa yürüyüşlerine meraklı yabancı gezginlerin bahar ve kış aylarında yoğun olarak ziyaret ettiği Latmos dağları bizce de coğrafyamızdaki en güzel trekking parkurlarına sahiptir
 
 
Kaya Resimleri
 
 
Bugün Beşparmak diye adlandırılan Latmos dağlarında 1994`ten beri Anneliese Peschlow-Bindokat tarafından bulunan kaya resimleri Anadolu`da son yılların en büyük tarihöncesi arkeolojisi buluntularından biridir. Bu resimlerin belgelenmeleri ve sistematik araştırmaları bu bölgede uzun yıllardır DAI adına yapılan arazi araştırmalarının bir parçasıdır. Bu projenin hedefi, geçmiş zamanda Ege denizinde bulunan bu dağlardaki izleri bilimsel olarak analiz edip insan yaşamına dair en erken dönemden Osmanlı zamanına kadar olan tüm tarihini algılamamızı sağlamaktadır. Çıkış noktası ise Beşparmak dağlarının eteğinde bulunan Helenistik kent Herakleia olmuştur.
     
Beşparmak dağlarındaki kaya resimleri geç neolitik dönemden (Yeni Taş Devri`nden) kalkolitik döneme (Bakır Çağı`na) kadar (M.Ö. 6000 - 5000) süren bir zaman içerisine tarihlendirilebilmiştir ve Ön Asya`da yeni bir kaya resimleri mahalli oluşturmaktadır. Beşparmağın kayalıklı peyzajına dayanan, üslup ve temalarında tutarlı olan bu resim dünyası kaya resmi sanatında sadece Anadolu`da olmamak üzere benzersizdir ve bu nedenle yeni bir kültür, yani Beşparmak kültürü olarak nitelendirilebilir. Buzul çağda batı Avrupa`da genellikle hayvan resimleri ağırlıklı olan, Frenk mağara resimlerine nazaran, Beşparmak resimlerinin ana teması insandır. Fakat resimler insanı birey olarak değil, toplumun bir üyesi olarak göstermektedir. Çok sayıda çiftin ele alınmasından da anlaşıldığı üzere resimlerde kadınla erkek arasındaki ilişki ön plandadır. Konu aile ve ailenin devamı ya da başka bir deyişle doğurganlıktır. Bu yorumu kaya resimlerinin buluntu yeri de desteklemektedir. Zira hepsi Anadolu’nun bir yağmur ve bereket kültünün merkezi olan Beşparmak dağının çevresinde bulunmaktadır.
     
Beşparmağın kaya resimlerinin Anadolu`da tarih öncesi arkeoloji ve Ege tarihi için taşıdığı önem en iyi Harald Hauptmann`ın sözleri ile ifade edilebilir: “Beşparmak kaya sanatının eşsiz resim dili, git gide hayatlarını tarım ve hayvancılıktan geçindiren yerleşmiş bir topluluğun yeni dini semboller dünyasını temsil ediyor. Bu yeni yaşam tarzı Bereketli Hilal`in dağlı kıyılarından, Levant ve Mezopotamya’dan ve İç Anadolu üzerinden Egeye ve Avrupa`ya kadar yayılıp Anadolu’nun başka hiç bir yerinde olmadığı kadar Beşparmağın kaya resimlerinde ifade bulmuştur. Böylelikle Anadolu’nun batı sahili sadece Levant ile Yukarı Mezopotamya ve Egenin neolitik-kalkolitik (Yeni Taş Devri - Bakır Çağı) merkezleri arasında bir geçit olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu resimler sayesinde kendine öz bir etkene sahiptir.”
 
 
 
 
https://www.tccb.gov.tr/
https://www.icisleri.gov.tr/
https://www.turkiye.gov.tr/
https://www.cimer.gov.tr/
 
  • Resmi Gazete
  • e-mevzuat
  • Sıfır Atık
  • Resmi İlan Portalı
Konak Mahallesi İsmet İnönü Cad. No:2 Söke/AYDIN
0 256 518 10 21
 
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız